
Konuşma ve yazma dil madalyonunun iki yüzü gibi. Konuşma ön yüzü. Yazma da arka yüzü. Gerçekten de madalyonun ters yüzü farklı.
Konuşma ve yazma dil yetisinin iki farklı kullanımı. Doğaları da farklı. İster anadilimizde isterse yabancı bir dilde olsun yazmak konuşmaktan daha zor.
Yabancı bir dil olarak Türkçe öğretimi yaparken bu zorluğu göz ardı etmemeliyiz. Öğrencinin işini kolaylaştırmalıyız daha açıkçası.
Benim basit ama çok işe yarar iki yöntemim var bu sorunu aşmak için.
Birincisi: Proje çalışmaları haricinde öğrencilerden sadece bir paragraflık yazılı kompozisyonlar isterim. Yazılılarda, günlük ev ödevlerinde, sınıf içi yazma çalışmalarında. Bir paragraf öğrenciyi ölçmek için gayet yeterlidir. Öğrencinin gözü korkmaz, yılgınlığa kapılmaz, zihni yorulmadığı için hata sayısı artmaz.