Türk Dil Kurumu (TDK), vatandaşlardan gelen önerileri değerlendirerek, "kendi fotoğrafını çekmek" anlamına gelen "selfie"ye Türkçe karşılık olarak "özçekim"i seçti. Alınan bilgiye göre, TDK Bilim Kurulu bugünkü toplantısında "selfie" sözcüğünün Türkçe karşılığını "özçekim" olarak belirledi. Yabancı sözlere karşılıklar bulma çalışmalarına geniş katılımı sağlamak ve konuya katkısı olabilecek herkesin görüşlerini alabilmek amacıyla yapılan çalışma sonucunda TDK, "selfie"ye en çok önerilen "özçekim", "kendiçekim", "görçek", "kendinçek" ve "bakçek" sözcüklerini yine vatandaşa sorarak seçmişti.
Temel amacımız Türkiye’yi tanıtmaktır. Türk dilini yurt dışında isteyenlere öğretmek ve Türkiye’nin kültürel birikimini yurt dışında tanıtmak gibi iki temel alan vardır aslında. Yurt dışında Türkçeyi öğretiyoruz. Merkezlerimizde ve açtığımız kurslarda. Çünkü son 20 yılda Türkçeye olan ilgi hızla katlanarak arttı. Her gün daha çok sayıda insan, bilhassa genç insanlar Türkçeyi öğrenmek istiyorlar.
Türkçe öğretimi için yola çıktığımız ülkelerde, bilhassa tarihsel coğrafyamızda Türkçe 80-90 yıl öncesinde aydınlar arasında ortak bir dildi. Bosna da, Makedonya'da ya da Mısır'da Türkçe bilmeyen bir aydın yoktu. Abdülhamit Han'ın okullaşma politikası sonucunda bu iş yaygınlaşmıştı.
O insanlar kendi kültür ve hafızalarına sahip çıkmak de Türkçe öğrenmek istiyorlar. Türkiye'nin ekonomik ve politik olarak yükselişi de, o ülkelerde yaşayan gençlere Türkçeyi öğrenmelerinin faydalarını hatırlatıyor. Türkçe öğrenirseniz ilerde daha kaliteli bir hayat kurabilirsiniz. Biz yabancı dili neden öğrendik?
Türkiye, kültür varlığına dayalı kamu diplomasisi açısından çok önemli bir süreci, Yunus Emre Enstitüsü'nün kuruluşuyla başlattı... Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye'nin kültürel kimliğini, tarihi birikimini, özellikle yakın akraba topluluklarıyla sıcak ilişkilerini sergileyen çok önemli bir kurum olarak çalışmalarını sürdürüyor. Kurumun başındaki isim, Prof.Dr.Hayati Develi... Yoğun çalışmalarının temposunda Artı 90'a zaman ayırdı ve Başkanı olduğu kurumun çalışmalarını anlattı...
Dünyada Türkçe öğretimi konusunda lider kuruluş Yunus Emre Enstitüsü 17 Mayıs 2014 tarihinde uluslararası ölçekte Türkçe Yeterlik Sınavı yapacak. Yunus Emre Enstitüsü Türk Kültür Merkezlerinin bulunduğu ülkelerde eş zamanlı gerçekleştirilecek sınava Türkçe seviyesini öğrenmek isteyen herkes katılabilir.
Özellikle Türkiye’de üniversite eğitimi almak isteyen yabancıların ve yurt dışında yabancı okullarda eğitim almış Türk vatandaşlarının girdiği sınav, temel dil becerilerine yönelik bölümlerden oluşuyor.
Başarılı olan adaylar başarı durumlarına göre 2 yıl geçerli Türkçe Yeterlik Belgesi almaya hak kazanıyorlar. Adaylar bu belgeyle Türkiye’deki üniversitelerde lisans, yüksek lisans ve doktora programlarında Türkçe hazırlık sınıfı okumaktan muaf olabiliyor.
Türk dili ailesinin, 200 milyonu aşkın konuşuruyla dünya dilleri içerisinde ilgi çekici bir yeri vardır. Bu ilginin varlığı; önemli ölçüde konuşurlarının sayısı, pek çok halkla temas edecek şekilde geniş bir coğrafyaya yayılmış olması, tarihte ve günümüzde siyaset, ekonomi ve kültür alanlarında oynadıkları roller ile açıklanabilir. Türk dili ailesinin, konuşur sayısı bakımından en büyük kolu olarak Türkiye Türkçesinin, başka dilleri konuşan halklar için cazibe merkezi olduğu kadar, diğer Türk dilli halklar için de cazibe unsuru sayıldığı görülmektedir.
Özellikle kurumsal dil öğretim merkezlerinde Türkçe öğrenenlere bakıldığında, Türkçeye yönelik talepte bulunanların, büyük bir çoğunlukla, Türkiye'nin tarihî ve günümüzdeki ilişki bölgelerinden olduğu görülmektedir. İster genetik ve tipolojik yakınlık, ister aynı medeniyet dairesi içerisinde yer almak, ister geçmişteki siyasi ve idari ilişkiler, isterse yakın ekonomik ilişkiler Türkiye'yi ve Türkçeyi ilgi çekici hâle getirirken; diğer taraftan karşılanmayı bekleyen Türkçe öğretimi talebini de ön plana çıkarmaktadır. Türkiye'de eğitim görmek ve/veya çalışmak, Türkiye ile kendi ülkesi arasındaki tarihî ilişkileri araştırmak gibi ileri düzey Türkçe öğrenmek durumunda bulunan kişilerin; bunun yanı sıra kısa süreli programlara katılarak Türkiye'yi tanımak ve Türkçe öğrenmek isteyenlerin bu dili öğrenme yönündeki taleplerini karşılayabilecek donanımlı öğretim kadrolarına büyük ihtiyaç duyulmaktadır.
Çalışma hayatımın başında profesyonel bir yönetici olan ablam tarafından, çalışmalarımı arşivlemenin önemi ve gerekliliği hakkında bilgilendirildim. Kişisel meslek atlası olarak da adlandırılabilecek böyle bir arşivi uzun zaman oluşturmadım çünkü arşivi; kotarılmış bilgilerin tekrar tekrar kullanımı olarak görüyordum. Oysa ben yemeğin bile tazesini seviyordum ısıtılmışını değil.
Bugün, arşivi bayat bilgiler yığını gibi algılamamın çevremdeki olumsuz örneklerin etkisiyle oluşmuş, eksik bir bakış açısı olduğunu fark ediyorum.