Erdoğan ile Türkçe Öğren (7) Türkçe Altyazılı - 23 Nisan Gala Programı Konuşması

Erdoğan ile Türkçe Öğren (7) Türkçe Altyazılı - 23 Nisan Gala Programı Konuşması

Learn Turkish with Erdoğan (7) Turkish Subtitle - President Erdoğan's Message on April 23rd

President Erdoğan’s Message on April 23rd National Sovereignty and Children’s Day

 

---

Sevinin küçükler

Övünün büyükler

23 Nisan kutlu olsun…

Ve, ve, ve… Şimdi konuşmalarını yapmak için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı sahneye davet ediyoruz…

Sevinin küçükler

Övünün büyükler

23 Nisan kutlu olsun…

Sevinin küçükler

Övünün büyükler

23 Nisan kutlu olsun…

Sevinin küçükler

Övünün büyükler

23 Nisan kutlu olsun…

 

Recep Tayyip Erdoğan

Sevgili çocuklar, değerli misafirler Cumhurbaşkanlığı külliyesine, milletin evine bu gazi mekâna hoş geldiniz. Dünyanın 40 ülkesinden şu anda aramızda bulunan misafirlerimize özellikle hoş geldiniz diyorum.

Sizlerle birlikte bir mutluluğu yaşıyoruz. Adeta şu anda karşımda Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nu andıran bu güzel atmosferden, dünyanın bütün çocuklarına en kalbi sevgilerimi gönderiyorum.

Sizlerin nezdinde tüm milletimizin, tüm çocuklarımızın 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramını tebrik ediyorum.

-Merhaba!

-Nasıl gidiyor araba?

-Güzel.

“Merhaba” dedi bende “Nasıl gidiyor araba?” dedim. Güzel.

Şu anda çok zenginim. Zira, 40 ülkeden böyle güzel yavrular etrafımı sarınca fakir olmak mümkün değil zenginim.

Tek millî bayram olan 23 Nisan coşkumuzu paylaşan dünya çocuklarına teşekkür ediyorum. Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ile Milli Eğitim Bakanlığımıza bu güzel organizasyon için ayrıca şükranlarımı sunuyorum.

Yurtdışından gelen misafirlerimizin burada bulundukları süre içerisinde çok keyifli anlar yaşayacağına, ömür boyu sürecek arkadaşlıkların, dostlukların, kardeşliklerin temelini atacaklarına inanıyorum.

 Hayatta bir çocuğun gülümsemesinden daha büyük bir mutluluk, bir çocuğun kalbinden daha geniş bir umman yoktur. Savaşların, çatışmaların, açlık ve kıtlıkların ufkumuzu kararttığı bir dönemde, dünyayı güzelleştiren yegâne şey siz çocukların tebessümüdür. Sizler bizim geleceğimizin teminatı, yarınlarımızın umudusunuz. Siz çocuklar daha huzurlu, daha neşeli, daha adaletli, daha güzel bir dünyanın müjdecisi durumundasınız. Çünkü çocuk olmak, coşkulu olmak; dünyaya hep saf, temiz, duru gözlerle bakmak ve yarına o heyecanla yürümek demektir. Çocuk olmak yüreğindeki sınırsız, hesapsız sevgiye sıkı sıkıya sarılmak demektir.

Merhum Cahit Sıtkı Tarancı bir şiirinde bakın çocukluğu nasıl ifade ediyor.

Bu bahar havası, bu bahçe

Havuzda su şırıl şırıldar.

Uçurtmam bulutlardan yüce

Zıpzıplarım pırıl pırıldır.

Ne güzel dönüyor çemberim

Hiç bitmese horoz şekerim!

Evet, tıpkı bu güzel şiirde olduğu gibi sizlerin yüreğindeki sevgi ve umut tomurcuklarının kopartılmasına izin vermeyeceğinize inanıyorum.

İyi ve nitelikli bir eğitim aydınlık geleceğimize açılan en önemli kapıdır. Bu anlayışla bizler de son 17 yıldır hükûmet olarak eğitimi ana önceliğimiz yaptık, ülkemizdeki eğitimin kalitesini artırmak, sizlerin imkânlarını genişletmek, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak için gece gündüz gayret gösterdik. Bizim yaşadığımız sıkıntıları sizlerin yaşamaması için gayret gösteriyoruz. Biz sizin yaşınızdayken 70-80 kişilik sınıflarda okuyor, son derece zor şartlarda eğitim almaya çalışıyorduk. Akıllı tahtaların, bilgisayarların, öğrenmemizi kolaylaştıran teknolojik araçların olmadığı bir Türkiye’de eğitim hayatımızı sürdürüyorduk. Şimdi okula başladığınızda masalarınızın üzerinde hazır olan ders kitaplarına ulaşmak bile bizim için büyük bir sorundu. Biz o ders kitaplarını masalarımızın üzerinde, sıralarımızın üzerinde bulamıyorduk. Hamdolsun son 17 yılda ülkemize yakışmayan tüm bu eksiklikleri ortadan kaldırdık. Sizlere daha rahat, daha modern, daha kaliteli, daha etkin bir eğitim ortamı sunabilmek için çok önemli adımlar attık. Derslik sayılarımızdan spor salonlarına, kütüphanelerden laboratuvarlara, akıllı tahtalardan tabletlere kadar ihtiyaç duyacağınız tüm imkânları sizlere sağlamaya çalıştık. Öğretmenlerimizin daha iyi şartlarda görevlerini yapabilmeleri için önemli iyileştirmeler yaptık. Tüm bunları sizin en iyi şekilde eğitim almanız, kendinizi en güzel en donanımlı şekilde yetişmeniz hedefiyle gerçekleştirdik. İnşallah, sizler yarın birer sanatçı, politikacı, bilim adamı, öğretmen, mühendis, hukukçu, iş adamı veya başka konumlarda olacaksınız. İşte o zaman geriye kalan eksiklikleri giderecek, sizlerden sonra gelecek nesiller için daha adaletli, daha güzel bir dünyayı siz kuracaksınız.

 Bu süreçte sizden bazı konulara dikkat etmenizi özellikle istiyorum. Büyürken, gençliğe doğru adım atarken kardeşliğinizi, sevginizi, dünyayı değiştirebileceğinize olan inancınızı asla terk etmeyin. İşte bugün bu salonda olduğu gibi rengi, dili, kökeni, milliyeti ne olursa olsun, dünyanın tüm çocuklarına karşı sevgiyle, saygıyla yaklaşın.

Modern teknolojinin, bilgisayarların, tabletlerin, internetin, akıllı telefonların, sanal oyunların sizi esir almasına izin vermeyin. Bu da önemli tehlike. İşte birçok çocuğun ne yazık ki -balina gibi vesaire- nasıl intihar ettiğini herhalde sizler de takip ediyorsunuzdur. İşte bu alışkanlıklar bizlere ayrı bir tehdittir. Unutmayın yeni teknolojiler sizin hayatınızı kolaylaştırmak, sevdiğiniz yapmaktan mutlu olduğunuz şeylere daha fazla vakit ayırmanız içindir. Bu araçların sizi hayattan, topraktan, akranlarınızdan, her gece gökyüzünü süsleyen yıldızların parıltısını seyretmekten alıkoymasına müsaade etmeyin.

Okul dışında da aile büyüklerinizden başlayarak her alanda öğretmenlerinizin olduğunu, onlardan da öğrenebileceğiniz pek çok şey olduğunu lütfen aklınızdan çıkarmayın. Bir yazarımızın şu öğretici tespitlerinin sizlere hep rehberlik etmesini diliyorum.

Beyaz karanfiller çizmeyi ablamdan öğrendim.

Sevinci, uçurtmanın ipini tutan bir elden öğrendim.

Coşkuyu arkadaşlarımın çizdikleri resimlerden öğrendim.

Bir akşam babam eve dönmemişti, beklemeyi öğrendim.

Vurulan bir kuşun kanı, bembeyaz karın üzerine akınca, pişmanlığı, çaresizliği öğrendim.

Açlığı, bir yoksulun elindeki ekmekten öğrendim.

Kurumuş bir dere yatağından susuzluğu öğrendim.

Kafeste çırpınan bir kuştan özgürlüğü öğrendim.

Uçsuz bucaksız ne demek, denizlerden onu öğrendim.

Sessizliği, koca bir ormandan, sabretmeyi küçük bir karıncadan öğrendim.

Şiiri, içimde koşup duran atlardan öğrendim.

Maviyi gökyüzünden, kırmızıyı gülden, sarıyı da ekinlerden öğrendim.

Neydim ben, neden vardım bu dünyada, neredeydim, annemin yüzüne bakınca onu öğrendim.

Anneyi unutmayın. Anneyi unutmayın. Size bir tavsiyem olacak, burada anneler bol, anne adayları bol. Ben annemin ayaklarının altını öperdim, öyle yetiştim. Çünkü bizim medeniyetimizde cennet annelerin ayakları altındadır. Dolayısıyla annemin ayaklarının altını öperek yetiştim. Bizi buralara hazırlayan o, anne olmazsa biz olamazdık, o bizleri hazırladı.

Hayatta öğretmenlerinizi çoğaltmayı, mümkün olduğu kadar öğrenme kaynaklarınızı çeşitlendirmeyi lütfen ihmal etmeyin.

Bu düşüncelerle sözlerime son verirken vatanımızı bizlere emanet eden şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyor, 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı tekrar tebrik ediyor, sizlere 23 Nisan'ı armağan eden Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını bir kez daha şükranla yâd ediyorum. Ailenizle, öğretmenlerinizle, arkadaşlarınızla birlikte sizlere nice güzel bayramlar diliyorum. Yurt dışından ülkemize gelerek heyecanımıza ortak olan misafirlerimize tekrar tekrar teşekkür ediyorum. 23 Nisan vesilesiyle milletimize bu güzel ülkeyi, bu güzel bayramları kazandıran büyüklerimize şükranlarımı sunuyor, sizleri gözlerinizden öpüyor, hepinizi sevgiyle kucaklıyorum. Sağ olun, var olun…

Sevinin küçükler

Övünün büyükler

23 Nisan kutlu olsun…

Sevinin küçükler

Övünün büyükler

23 Nisan kutlu olsun…

 

Daha fazla Türkçe altyazılı video için tıklayınız...

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR