The Ghostwriter

Ghostwriter İngilizce bir kelime. "Bir diğerinin hesabına ve onun ismi altında kitap yazan kimse" anlamına geliyor. Yalnız kitap yazımı ile sınrlı tutmamak lazım ghostwriterın çalışma alanını; makalelerden  konuşma metinlerine, şarkı sözlerinden blog içeriklerine kadar geniş bir yazma skalası var. Belki de yazılıp satılabilen her şey demek daha doğru ghostwriterın çalışma alanı için.

Türkçeye hayalet yazar olarak çevrilen kelimenin orjinalini kullanmayı tercih ediyorum. Hayalet kelimesinin Batı kültüründeki aurası ile bizim kültürümüzdeki aurasının farklılığından kaynaklanıyor bu tercihim. Bende sevimli hiçbir çağrışım uyandırmayan bu kelimeyle arama mesafe koymuş oluyorum böylece.

İşin isminden hoşlanmıyorum ama kendisini seviyorum. Bir tür zanaat olarak kabul ediyorum. Tıpkı gazetecilerin yaptıkları gibi. Gazeteciler de başkalarının hikâyelerini anlatmıyorlar mı? Haberler, köşe yazıları, röportajlar olmasaydı o hikâyeleri nasıl öğrenecektik?

Ghostwriterlığı kurgusal ve kurgusal olmayan şeklinde iki kategoride değerlendirmek gerek. Yani yaratıcı metinler ve yaratıcı olmayan metinler olmak üzere.

Batı’da, birçok ünlü yazar kitaplarının bazısını kendisi yazmıyor. Bunlar arasında arasında: Bebek Bakıcısı Kulübü, Nancy Drew, ve Sweet Valley High serisi, James Bond kitapları ve hatta Star Warssayılabilir.

Okuyucu açısından bunu öğrenmek şaşırtıcı olsa da yazar açısından baktığımızda; zaman yetersizliği, okuyucunun ‘’daha başka yok mu’’ baskısı, kendi kendini tekrar etme tehlikesi ghostwriter yardımı almayı anlaşılır hale getiriyor.

Doğrusu ben, okuyucunun ‘’Aldatıldık!’’ moduna girmesini samimi bulmuyorum. Ghostwriter kullanan yazarlar, çok okunan ve satan yazarlardır ancak kalıcılıkları ve sanat değerleri tartışmaya açıktır. Okuyucu da bunun farkında olmalıdır, neticede muhatap oldukları birer gerçek sanat eseri değil sanatımsıdır. Bu tarz kitapları seven okurlar açısından kitabı kimin yazdığı önemli olmasa gerek diye düşünüyorum.

Batı’da son zamanlarda bazı yazarlar ‘’tek başıma bitiremedim’’ diyerek açıkça, bir ghostwriterdan yardım aldıklarını söylüyorlar. Aslında sanatın diğer dallarında sanatçıların ortak çalışması gayet normal görülürken söz konusu edebiyat olunca niye yadırganıyor?

Kurgusal olmayan metinlere gelince Amerikalı edebiyat ajanı Madeline Morel’a göre; Son birkaç yıldır New York Times’ın kurgusal olmayan en çok satanlar listesindeki, 15 kitaptan 12’si ghostwriterlar tarafından yazılmış.

Özellikle şirketler ve liderler için ghostwriterlık hizmeti almayı akıllı dış kaynak kullanımı olarak nitelendiriyorum. Çünkü başarılı işletmelerle liderler güçlü ve zayıf yönlerini bilip kabul eder. Yazmak, bir şirketin veya liderin güçlü yanı değildir ama kesinlikle pazarlama ve markalaşma çabalarının gerekli bir parçasıdır.

Kurumsal tarihçelerin yazılması marka prestijini cilalamak için etkili bir yöntem. Bazı aile şirketlerinde özellikle birinci kuşağın hayat hikayesi ilham verecek nitelikte. Kimi liderlerin ise deneyimleri ve fikirleri kayıt altına alınmaya değer.

Batı’da siyasetçiler de kendilerini daha iyi tanıtmak, fikirlerini daha geniş kitlelere ulaştırmak için bir yol olarak ghostwriter kullanıyorlar. John F.Kennedy, Ronald Reagan, Barack Obama, Hillary Clinton ghostwriter kullanarak kitap yazan siyasetçilerden. Uç bir örnek olarak Papalığın da ghostwriter kullandığını ekleyeyim.

Ghostwriterlık bir zamane icadı değil. Mozart da bir ghostwriterdı örneğin. Maddi bedelini ödeyebilecek asilzadeler için müzik yapıyordu. Divan Edebiyatı geleneğindeki kasideler de başka bir ghostwriterlık çeşidi olarak değerlendirilebilir.

Değişen geleneksel zaman ve mekan anlayışı bilgiye daha rahat ulaşan bir toplum oluşturuyor. Dolaşımda olan bilgi hacmi arttıkça bilginin servis edilip dağıtımını kolaylaştıran ghostwriterlara olan ihtiyaç artıyor.

Bu yüzden 2000’li yıllardan itibaren ghostwriterlık mecrasının genişlediğini ve ivme kazandığını görüyoruz. İnternetle birlikte sosyal ağlar, bloklar, podcastler, web siteler ghostwritwrların yeni çalışma alanları oldu.

Ghostwriterlığın, uzayla yarışırcasına genişleyen internet evreninde geleceğin gözde mesleklerinden biri olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.

Yazan: Hatice Gülcan Topkaya

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR