Kırgızca ve Türkiye Türkçesinde Çeviri Sorunlarına Genel Bakış

Kırgızca ve Türkiye Türkçesinde Çeviri Sorunlarına Genel Bakış
(Tuzak Sözler ve Kalıp Sözlerin Çevrisi) - Muhittin Gümüş

A. GİRİŞ
Tercüme (çeviri), iki ayrı dil ve kültür arasında, başka bir deyişle uluslar arası iletişimi sağlayan bir uzmanlık alanıdır. Bu açıdan çeviri kendi içerisinde uygulama alanlarına bölünen, profesyonellik isteyen, ayrı ve özerk bir meslek dalı, zihinsel ve entelektüel bir etkinliktir. Tercüme ve tercümanlık mesleği en az telif kadar eski bir geçmişe sahiptir. Tercüme bir sanattır.  
Tercüme, ülkelerini temsil eden devlet adamlarının, diplomatların, dış ticaret temsilciliklerinin, iş adamlarının, sporcuların ve spor adamlarının, kısacası ekonomik, siyasal, kültürel ve sosyal alanda uğraş veren herkesin ihtiyacıdır.


Bilgi edinme, teknoloji transferi, kültürel aktarım, ithalat ve ihracatın daha geniş boyutlarda yapılması, dışa açılım sonucunda kaliteli ve profesyonel çeviriye duyulan ihtiyaç katlanarak artmaktadır. Neden? Bu soruya aşağıda ayrıntılı olarak cevap verilecek ve tercüme ya da akraba diller arasındaki aktarma sorunlarının genel değerlendirmesi yapılacaktır. Türk yazı dilleri arasındaki benzerlikler ve farklılıklar özellikle 1991 yılından itibaren Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmalarıyla birlikte gelişen ilişkilerle birlikte daha çok araştırma ve inceleme konusu olmaya başlamıştır. Bu alanda yapılan araştırma ve çalışmaların yeterli olduğunu söylemek henüz mümkün değildir. Türk lehçelerinin ortak veya  farklı dil özelliklerinin düzenli olarak sınıflandırılmasının lehçeler arası karşılaştırmalı çalışmalarda, çevirilerde, dil öğretimi alanında ve ortak iletişim dilinin oluşma sürecine katkısı olacaktır.

 

B. KONUNUN ÖRNEKLERLE YORUMU

1991 yılında iki kutuplu dünyada SSCB’nin dağılması sonucu bağımsızlığını kazanan Kırgızistan ile Türkiye Cumhuriyeti arasında başlayan ikili ilişkiler bugüne kadar çok yönlü ve çok çeşitli alanlarda devam etmektedir. Bunların başında eğitim ve kültür alanındaki ilişkiler yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kırgızistan’da açtığı orta ve yüksek öğretim kurumlarının yanı sıra özel öğretim kurumlarının yaygın ve etkin rol oynadığı dikkat çekmektedir. İkili ilişkileri anlamlı kılan projelerden biri de Türkiye’de eğitim gören Kırgız vatandaşı öğrenciler ile Kırgızistan’da öğrenim gören Türk vatandaşlarıdır. Türkiye ile Kırgızistan arasındaki ebedi dostluk ve kardeşlik anlaşmasının en önemli temel aracı Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesidir. Bu kurumların ve öğrenci değişim projelerinin ilişkileri geliştirdiği muhakkaktır, ancak; insanlar arasında iletişimin temel aracı olan dil konusunda neler tartışılıyor, tartışmaların temelinde nelere yer veriliyor veya nelerin göz ardı edildiğini görüyoruz. Bize göre Türk lehçeleri ya da Türk yazı dilleri arasındaki anlaşma oranlarının konuya ve konuşulacak temaya, üsluba da çok bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Yeni dünya düzeni içinde kardeş cumhuriyetlerin bağımsızlığıyla birlikte karşılaştığımız Türk edebi yazı dillerini anlama ve bu dilleri konuşanların diğer kardeş dillerle bilinen ifadeyle Türk lehçeleri arasındaki anlama ve anlaşma düzeyleri hakkında uzun yıllar tartışmalar süregeldi. Anadil Türkçe’ye bağlı olarak dil, lehçe, şive tartışmalarını bir kenara bırakarak bu lehçeler arasındaki anlaşma oranlarının düşüklüğü ya da tercüman ihtiyacı duyulan durumlarda “dil mi, lehçe  mi,  şive mi?” sorusunun cevabı da açıkça ortaya çıkacaktır. Ancak iki lehçe (Türkiye Türkçesi ile Kırgızca) arasında ne gibi sorunlarla karşılaşıldığını değerlendirmek gerekiyor. Çünkü akraba diller arasında sesteş kelimelerin başka anlamlarda kullanıldığı,  farklı kelimelerin ortak anlamda kullanıldığı veya yabancı dillerden alıntı kelimelerin her iki lehçede yine benzer ya da farklı anlamlarda kullanıldığına tanık olmaktayız. Bunların dışında yazı dili üslubunun farkı, bazı yabancı dillerin etkisiyle oluşmuş kalıp sözlerin Kırgızca’dan Türkçe’ye aktarımı esnasında karşılaşılan sorunların önemli bir bölümünü teşkil ediyor.
Türk yazı dillerindeki leksikolojik, morfolojik ve fonetik unsurların benzer yada ortak olanlarının karşılıklı aktarımlarda ( yazılı ve sözlü çevirilerde) her zaman aynı (ortak) anlam ve aynı üslûba sahip olmadıkları görülmektedir. Bu nedenle bu çalışmada Türk yazı dillerinin en yaygın ve en çok kullanılan lehçesi Türkiye Türkçesi ile Türkistan coğrafyasında yüzyıllar boyu kendi kültürel kimliğini sözlü edebiyat ürünleriyle korumasını bilmiş ve 20. yüzyılın başlarında yazı dilini oluşturmaya başlamış, bağımsızlık meşalesinin yanmasıyla birlikte de yazı dilini geliştirme gayretleri devam eden Kırgızca arasındaki karşılıklı yazılı ve sözlü çevirilerde karşılaşılan sorunlar önemli bir yer tutmaktadır. 

Türkiye Türkçesi ile Kırgızca arasında karşılıklı çevirilerde karşılaşılan genel sorunları maddeler halinde şöyle sıralayabiliriz:
1.Her iki dilde de sesteş (omonim) olan kelimelerin anlam farkı,
2.Kalıp sözlerdeki benzer kelimelerin oluşturduğu farklı üslup,
3. Alıntı kelimelerin benzer ya da farklı anlamlarda kullanımı, 

Kırgızca ve Türkiye Türkçesinde aynı ses özelliklerine sahip olup farklı anlamlara gelene kelimeler yani genel anlamda akraba diller arasında en çok yanılgıya sebep olan kelimelerdir. Bu kelimeler tuzak sözler olarak da adlandırılabilir. Bu tuzak sözlere şu sözleri örnek verebiliriz.

Türkiye Türkçesi

Кыргызчага которулушу

Кыргызча

Türkiye Türkçesine çevrisi

Küçük

  1. кичинекей
  2. балакай,
  3. наристе

 

күчүк

 enik, köpek yavrusu

Çirkin

жийиркеничтүү,
жаман

чиркин

ah ne güzel!

Acayip

1.кызык, таң каларлык, 2.укмуштуу
3.таң калычтуу

ажайып

güzel, hoş, mükemmel, nadir bulunan

Muz

банан

муз

 buz

Kural

Эреже

курал

 silah, top

Acı

ачуу

ажы

Hacı, Mekke’ye gitmiş hac görevini yapmış kişi

Alkış

кол чабуу

алкыш

Övmek, teşekkür etmek, razı olmak

Asıl

1.негиз,
2.башкы

асыл

1. değerli, kıymetli

 Azil

 кызмат өтөөдөн кетирүү

азил

 şaka, eğlenceli davranış

 

 

 

 

 
Tam olarak anlaşılan ama semantik çeviri kurallarının veya sözü sözüne çevir tekniğinin uygulandığı durumlarda bozuk bir anlatım yahut anlambilim  ve sözdizimi açısından sıkıntılı sözlerle karşılaşıyoruz. Örnek:
KRG: “Жаны жылыныздар менен”(Canı cılınızdar menen.)
TTR: Yeni yılınız kutlu olsun.

Canı(yeni) cılınızdar(yılınız) menen (ile): “Yeni yılınız ile.” diye bir kalıp söz diğer söylenişiyle ilişki sözü karşımıza çıkıyor. Bu kalıp sözle bir yeni yıl kutlaması ifade ediliyor olsa da Türkiye Türkçesinde asla böyle bir yapı veya kullanım söz konusu değildir. Kırgızca’daki “Жаны жылыныздар менен”(Canı cılınızdar menen”) kalıp sözü tamamen Rusça’daki  “ С новом годом”  (“S novom godom”) kalıp sözünün tercümesi olduğu dikkati çekmektedir.
Hasta ziyaretinde söylediğimiz geçmiş olsun.” sözünü sözü sözüne çevirdiğimiz zaman “Ötüp ketsin!” biçiminde çok ters bir anlam ortaya çıkmaktadır ki bu da “Ölsün.” anlamına geliyor.  Biz hastaya dua değil beddua etmiş oluruz.
Kalıp sözler (İlişki sözleri) söz varlığını oluşturan temel öğelerden biridir. “Deyimler ve atasözleri gibi dili konuşan toplumun kültürüne ışık tutan, inançlarını, insan ilişkilerindeki ayrıntıları, gelenek ve görenekleri yansıtmaktadır.( Aksan; 2000,s.190)”
İlişki sözleri açısından Kırgızca ve Türkiye Türkçesi çok zengindir. İlişki sözleri Kırgızcanın ve Kırgızın, Türkün ya da Türkçenin inceliklerini gösterme bakımından son derece önem taşımaktadır. “Su gibi aziz ol. Sizden iyi olmasın. Sözüm meclisten dışarı. Allah bağışlasın. Allah analı babalı büyütsün. Bir kızım bir oğlum var, ellerinizden öperler. Bir yastıkta kocayın.” vb. ilişki sözlerinin kültürel özelliklerini bilmek gerekir.
Yeni ev yaptıran veya yeni bir eve taşınmış olan komşuya “Güle güle oturun’a geleceğiz deriz. Kırgızcada gülmek fiiliyle kuracağımız “Külüp külüp oturunuz.” biçimindeki çeviri son derece gülünçtür. Kalıp sözlerin kendi kimliği ve kültürel yapısı vardır. Bu nedenle “Konuşunuz kut bolsun.” Kalıp sözü kullanılmalıdır.
Dilbilimci D. Aksan( 2000, s.34)’a göre “Sözvarlığı içinde yer alan kalıp sözler, toplumun bireyleri arasındaki ilişkiler sırasında kullanılması âdet olan bir takım sözlerdir. Türkiye Türkçesinde sabahleyin karşılaşıldığı zaman söylenen günaydın’dan başlayarak bir toplumda değişik durumlarda söylenmesi gerekli hale gelmiş olan afiyet olsun, affedersiniz, güle güle gibi sözler bir toplumun kültürünün ayrılmaz parçası kabul edilmektedir. İlişki sözleri dil öğretimi içinde de önemli derecede yer almaktadır. Özellikle, teşekkür etme, takdir etme, değerlendirme, özür dileme, anlamadığını belirtme, rica etme… gibi durumlarda kullanılan sözler hayatımızın hemen her gününde sıklıkla kullandığımız sözler arasındadır.
İlişki sözlerinin Kırgızca ile Türkiye Türkçesinde karşılıklı çevirilerinde ilk anda ne gibi sıkıntılarla karşılaşıldığını örneklerle ifade edelim:                                                    


Vedalaşma (ayrılan kişiye söylenenler) TT

 KRG:

Güle güle.        

Cakşı barınız

İyi yolculuklar.            

Ak col

Yolunuz açık olsun.

Colunuz şıdır (açık) bolsun

Selametle

Salamatta bolunuz.

 

Vedalaşma( ayrılan kişinin söyledikleri

 

 Hoşça kalın

Cakşı kalınız.

İzninizle

Ruksat berseniz men keteyin.

Sağlıcakla kalın

Salamatta kalınız.

Görüşürüz

Körüşkönçö

Dikkat edilirse yukarıdaki vedalaşmayla ilgili sözlerde çeviri sorunu görülmüyor. Bu durum akraba olan edebi yazı dilleri arasında öğrenme kolaylığını da gösteriyor.Bunların dışında Hoşça kalın yerine Allahaısmarladık dendiği zaman iş değişiyor. Allah ve ısmarlamak sözlerini kalıp söz olarak algılamayıp düz mantıkla Kırgızcaya yapılacak çeviride karşımıza çıkan söz şu olacaktır: “ Kudayga tapşırdık.” Bu söz ise Allaha havale etme anlamı taşıdığından bir vedalaşmada kullanılan kalıp söz olarak kabul edilmez.

Son yıllarda vedalaşmalarda kalan da giden de “Hoşça kalın!” demektedir. Bu kullanım maalesef yaygınlaştı ve bir çok dizi filmde ya da televizyon programlarında, genel olarak medyada sıkça kullanılmaktadır. Ayrılan kişinin kalanlara “Hoşça kalın.” demesi doğrudur ancak, kalanın “Hoşça kal!” demesi son derece saçma ve mantıksızdır.Bu yanlış kullanımkötü çevirilerden dilimize girdiği bilinmektedir. Başka dillerde giden de kalan da aynı sözü tekrarlar. İngilizcede “A: Goodby,  B: Goodby” Rusçada Dosvidanya,  denmektedir. Kırgızca’da ise “Cakşı kalınız.” diyen kişiye “Cakşı barınız.” denmektedir. Gideni ve kalanı ayırt edici bir sözdür.  Kırgızca’dan Türkiye Türkçesine  bu kalıp sözlerin çevrisi yapılırken Cakşı kalınız: Hoşça kalın(ız), Cakşı barınız: Güle güle.”biçiminde olmalı.

Minnettarlık belirtmede kullanılan kalıp sözler:

(çok ) teşekkür ederim.

Çon rahmat

Eksik olmayın

 

Sağ ol(un)

Rahmat

Allah senden(sizden) razı olsun

Kuday sizden ıraazı bolsun

Allah ne muradın varsa versin

Kuday tilegenindi bersin.

“Çok teşekkür ederim.” kalıp sözü Kırgızcada “ çon ( büyük) rahmat( teşekkür)” biçiminde aktarımı yapıldığında “Büyük teşekkür.” Türkiye Türkçesine göre anlamsız bir ifade çıkmaktadır. Burada miktar bildiren çok yerine çon: büyük kelimesi yer almaktadır. Bu da daha fazla Rusçadaki “Sposiba bolşoy”sözünün  çevirisi olduğu anlaşılmaktadır.

Sağ ol(un) kalıp sözündeki sağ kelimesini bir Kırgız diri veya yön adı olarak kullandığı takdirde büyük bir yanılgıya düşer. “Sağ” kelimesine yakın ses özelliklerine sahip Kırgızcada “soo” kelimesi vardır, diri ve sağlıklı anlamındadır. Türkiye Türkçesinde  Sağ ol(un) sözünün karşılığında “Rahmat” sözü ise TT’de “rahmet” kelimesine benzer nitelikte   duyulduğunda yağmur, bolluk, bereket anlamlarını da çağrıştırır. Oysa bu söz Kırgızcada sadece teşekkür anlamında kullanılır.
Yemek ve sofra kültüründe ifade edilen kalıp sözler:


Afiyet olsun

Tamağınız tattuu bolsun.

Bereketli olsun

Berekelüü bolsun

Ziyade olsun

 

Kesenize bereket

 

Elinize sağlık

Kolunuzga bereke.

Kimi kalıp sözlerin tam karşılığı bulunmadığından benzerleri kullanılmaktadır veya başka bir açıklama sözüyle karşılamak zorunda kalınabiliyor, kimi zaman da yan anlamlarıyla karşılık bulmak mümkündür.
Akraba dillerin temelindeki akrabalığın kaynağı tamamen ortak kültürel öğelere ve ortak yaşantılardan elde edilen tecrübelere bağlıdır.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR